Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi (EEDI) ve Enerji Verimliliği Mevcut Gemiler Endeksi (EEXI), bir geminin teorik anlamdaki emisyonlarını, dizayn özelliklerini ve gemideki ekipmanı dikkate alarak gemi dizaynlarının teknik verimliliğini değerlendirmeyi amaçlar.
Karbon Yoğunluk Endeksi (CII), bir takvim yılı boyunca bildirilen yakıt tüketimi, emisyonlar ve taşıma işine (transport work) dayalı bir verimlilik derecesi belirleyerek bir geminin operasyonel verimliliğine odaklanır. EEDI, 2013 yılında yürürlüğe giren bu düzenlemelerden ilki oldu ve yalnızca yeni inşaalara uygulandı. Hem EEXI hem de CII, 1 Ocak 2023’te tanıtıldı ve filo genelinde uygulanabilir hale getirildi.
Mærsk Mc-Kinney Møller Center for Zero Carbon Shipping (MMMCZCS) tarafından gemilerde enerji verimliliğini yerleşik hale uygulamaları (drivers anad enablers) incelemek üzere özel bir çalışma kuruldu. Bu çalışma grubunun bir alt grubu, küresel filodan kaynaklanan emisyonları azaltmada bir itici güç (drivers) olarak düzenlemelerin rolüne odaklandı.
Alt grup, IMO tarafından yürürlüğe sokulan 3 düzenlemenin etkisinin yanı sıra, bunların uygulama zorluklarını ve iyileştirme potansiyellerini araştırdı. Bu araştırma, MMMCZCS ortak kuruluşları tarafından sağlanan bir dizi örnekle desteklenmiştir.
İddialı ve açıkça tanımlanmış düzenlemeler, enerji verimliliği teknolojisinin (EET) benimsenmesini ve dünya filosundaki operasyonları hızlandırarak CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir. Bununla birlikte, mevcut IMO düzenlemeleri iyi tasarlanmış olsa da mükemmel değildir ve etki potansiyellerinin tamamına ulaşmak için zorlukların üstesinden gelmeleri gerekir.
Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi’nin uygulanmasıyla deniz taşımacılığı sektörü, enerji verimliliği ve standartları konusunda ortak bir anlayışa hâkim oldu. Söz konusu tedbir, açık ve zorunlu uygulama mekanizmalarıyla yürürlüğe girdi ve aşamalı bir yaklaşım ile zaman içinde farklı teknolojilerin kademeli olarak hazırlanmasına ve alınmasına izin verdi. Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi’nin ilk aşaması, kötü piyasa koşullarından ve yüksek bunker maliyetlerinden etkilendi, bu da sektörde slow steaming’e neden oldu ve böylece yeni gemilerdeki kurulu güç ihtiyaçlarını önemli ölçüde azalttı. Kurulu güçteki bu azalma, yeni tasarımların EEDI hedeflerine uymasını kolaylaştırdı. Daha sonraki aşamalarda, EEDI’nin enerji verimliliği teknik önlemlerinin benimsenmesini teşvik etmek için etkili bir mekanizma olduğu kanıtlanmıştır. EEDI Faz 2 sırasında çift yakıtlı gemilerin piyasaya sürülmesi, geminin tüketebileceği yakıtlar için dönüşüm faktörü kullanılarak daha iyi bir EEDI derecesi elde edilebileceği gerçeğini ortaya çıkardığından enerji verimliliği iyileştirmeleri konusundaki tabloyu bulanıklaştırıyor, bu nedenle daha fazla enerji verimliliği iyileştirme fırsatını kaçırıyor
EEXI (Enerji Verimliliği Mevcut Gemi Endeksi), filodaki gemi yaşlarına göre gemideki gücün azaltılmasını dengeledi ve eski gemileri EEDI uyumlu gemilerle uyumlu hale getirdi. Çoğu gemi için şaft veya motor gücü sınırlaması, düşük maliyetleri ve EEXI üzerindeki yüksek etkileri nedeniyle EEXI uyumluluğunu sağlamak için ana seçeneklerdi. Yalnızca sınırlı eski gemiler ve özel tonajlar, genellikle EEXI uyumluluğu amacıyla ek enerji verimliliği önlemleriyle güçlendirilmiştir. Gemideki gücün bu şekilde azaltılmasının, küresel CO2 emisyonlarında kısa vadeli bir azalmaya yol açması olası değildir, çünkü çoğu gemi rutin olarak yeni azaltılmış güç sınırlarından bile daha az güç gerektiren hızlarda çalışır. Bununla birlikte, gelecekte, EEXI, gemilerin uygun ticari koşullar altında hızlanma veya liman gecikmeleri nedeniyle programları yakalama yeteneklerini sınırlayacaktır.
Karbon Yoğunluk Göstergesi (CII) uygulanması, operasyonel verimlilik konusunda farkındalığın artmasına neden olmuş ve operasyonel enerji verimliliği için standartlaştırılmış bir çerçeve sağlamıştır. Bir geminin CII derecesini optimize etmek zordur ve birden fazla paydaş (armatör, operatör, kiracılar, teknik yöneticiler ve limanlar ve terminaller) arasında şeffaf iş birliği gerektirir. Bu karmaşıklık nedeniyle, CII derecelendirmelerindeki iyileştirmelerin başlangıçta hız azaltma ve gemi konuşlandırma değişiklikleri gibi operasyonel önlemlerden gelmesi ve teknik verimlilik önlemlerinin alınmasının sınırlı olması beklenmektedir. Bu etki, CII derecelendirmesinin operasyonel doğası ile artırılır, bu da farklı ticari amaçla görevlendirilen iki kardeş geminin çok kolay bir şekilde farklı CII derecelerine sahip olabileceği anlamına gelir.
Çalışma grubu, CII’nin güçlendirilebileceği birkaç alan belirledi. Düzenlemelerin mevcut şekli, gemilerin belirli bir CII derecesini iyileştirirken veya korurken mutlak CO2 emisyonlarını artırabilme riski sunmaktadır. Bu örneğin daha uzun rotalarda seyir yaparak veya hızları düşürerek ve geminin doğru kullanımıyla sağlanabilir. MMMCZCS ortaklarıyla iş birliği, CII’yi hesaplamak için kullanılan yıllık verimlilik oranının bazı kusurlarını da vurguladı. İdeal olarak, yeni bir metrik daha kapsayıcı olmalı ve denizcilik sektörünün nasıl çalıştığını daha bütünsel bir şekilde temsil etmelidir. Ayrıca, CII, belirli bir dereceye ulaşmanın veya ulaşamamanın yararları ve sonuçları hakkında belirsizlik yaratan hafif bir uygulama mekanizmasına sahiptir.
CII’nin hafif yapılı uygulaması, küresel emisyonları azaltma kabiliyeti ile ilgili bazı soruları gündeme getirmiş olsa da endüstrinin dört bir yanından uyumluluğun sağlanmasına ve bu önlemin karmaşıklığının tam olarak anlaşılmasına ilgi var gibi görünmektedir. Kısa vadede, CII’nin ticari tartışmaları yönlendirmek için bir pazar aracı olarak kullanılabileceğini umuyoruz. Bu CII modelinde, biz salt düzenlemeye uyumlu hale gelmekten ziyade CII’nin kısa vadeli emisyonların azaltılmasında en büyük etkiye sahip olmasını bekliyoruz
The Role of Energy Efficiency Regulations adlı raporu buradan indirebilirsiniz.
Haber Kaynağı: https://www.zerocarbonshipping.com/publications/the-role-of-energy-efficiency-regulations/
Resim Kaynağı: https://www.pexels.com/tr-tr/
22.08.2023
WhatsApp us