Zorluklara Karşı Birlikte: Dayanışma ile Şekillenen Türk Denizciliği

Türk Deniz Taşımacılığı sektöründe yaklaşık 20 yıldır aktif olarak yer alıyorum. Bu sürenin neredeyse tamamını da Türk Armatörler Birliği ve İMEAK Deniz Ticaret Odası bünyesinde görevler alarak geçirdim.

Sivil toplum kuruluşlarında görev almak, büyük bir özveri ve sorumluluk gerektirir. Bir yanda kişisel işinizin gereklilikleri, diğer yanda ise sektörün beklentileri bulunur. Bu iki dengeyi sağlamak, hem zaman hem de emek açısından ciddi bir adanmışlık ister.

Görev aldığım her alanda en büyük önceliğim, içinde bulunduğum yapıya değer katmak ve fayda sağlayacak işler üretmek olmuştur. Bu nedenle, her zaman kendime şu soruyu yöneltirim: Sektöre hangi katkıları sundum? Hayata geçirmeyi planladığım ancak çeşitli sebeplerle gerçekleştiremediğim projeler neler?

Henüz hayata geçiremediğim ancak üzerinde çalışmaya devam ettiğim projelerim var. Bunların bazıları için hâlâ umutluyum ve ilerlemek adına çabalarımı sürdürüyorum. Özellikle sektörde dayanışmanın ve ortak aklın sağlayacağı gücün farkındalığını artırmanın kritik olduğuna inanıyorum. Çünkü ancak birlikte hareket edebilme yetkinliğimizi geliştirdiğimizde sektörümüzü daha ileriye taşıyabiliriz.

Bu anlayışın yaygınlaşması ve kökleşmesi için elimden gelen çabayı göstermeye devam edeceğim. Çünkü biliyorum ki sektörümüzün gerçek gücü, yalnızca bireysel başarılarla değil, ortak akıl ve dayanışma ile şekillenen kolektif bir bilinçle ortaya çıkar. Bu süreçte en büyük motivasyon kaynağım ise, birlikte çalıştığımız sektör paydaşlarının özverisi, birlikteliğe olan inancı ve ülkemiz denizcilik sektörünün daha güçlü bir geleceğe ulaşması için gösterdiği gayrettir.


Bu birlikte çalışma ortamını 2017 yılından bu yana faaliyet gösteren Mükemmeliyet Merkezimiz içinde çok fazla deneyimledik. Merkezimizin temel amacı, sektörümüzün gelişimi için bilimsel temellere dayalı analizler yapmak, geleceğe yönelik stratejiler belirlemek ve karşılaşılan zorluklara ortak akılla çözümler üretmek oldu. Burada farklı bakış açılarını bir araya getirme, sektörün ihtiyaçlarına yönelik somut projeler geliştirme ve küresel denizcilik dinamiklerine uyum sağlama konularında önemli bir sinerji yarattık. Bu merkezde ortaya koyduğumuz çalışmalar, yalnızca bugünün değil, geleceğin denizcilik politikalarına da ışık tutmayı amaçladı. Ortak alımlara öncülük etmekten, çevresel sürdürülebilirlik projelerine kadar pek çok alanda önemli çıktılar elde ettik. Daha da önemlisi, bu süreçte iş birliğinin, ortak vizyonun ve paylaşım kültürünün, bireysel başarıların çok ötesinde değerler yarattığını gördük. Bu anlayışın sektörde daha da yaygınlaşması için elimden geleni ve elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Türk Armatörler Birliği çatısı altında geçirdiğim yıllar boyunca, sektörümüzün ortak menfaatlerini ön planda tutarak, birçok projeyi hayata geçirme fırsatı bulduk. Her bir proje, denizciliğimizin gelişimine katkı sağlamak adına atılmış değerli birer adımdı.

Özellikle son yıllarda dünya denizciliğinin hızla değişen regülasyonlar, dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi kavramlarla yeniden şekillendiğine şahit oluyoruz. Türk deniz taşımacılığının bu değişime ayak uydurması, hatta öncü bir rol üstlenmesi için ortak aklı ve bilimsel bakış açısını esas alan bir yaklaşım benimsemek zorundayız.

Elbette zorluklarla karşılaşacağız. Ancak önemli olan, bu zorlukları aşma iradesini gösterebilmek ve sürdürülebilir büyüme hedefiyle ilerleyebilmektir. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da sektörümüzün geleceğini birlikte şekillendirmek için üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğim.

Bu vesileyle, bugüne kadar emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunar, Türk deniz taşımacılığı sektörünün başarılarla dolu bir geleceğe ilerlemesini temenni ederim.


Cihan Ergenç
Türk Armatörler Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı