Bozkurt ve Lotus gemilerinin çarpışmaları sonucu ortaya çıkan bu davada,13 Eylül 1927 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin YARGI YETKİSİ kabul edilerek, hüküm verilmiştir. (Bkz, DTO yayınları, Türk Armatörleri Tarihi.7.cilt)
2 Ağustos 1926 tarihinde Fransız yolcu gemisi Lotus ile kömür taşıyan Bozkurt şilebi Midilli civarında Sığrı Burnu kuzeyinde çatmışlardır. Bozkurt ikiye bölünerek batmış ve 8 Türk mürettebat boğulmuştur. Lotus personeli 10 gemiciyi kurtarmış ve seferine devam ederek İstanbul’a varmıştır. Dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat bey, davanın Türk Mahkemelerinde görülmesi kararını vermiş ve 28 Ağustos’ta İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde dava başlamıştır. Lotus tarafı davanın Türk Mahkemelerinde görülmesine itiraz etmiş ve daha sonraki celselerde 2. Kaptan tutuklanınca, bu durum Türkiye ile Fransa arasında gerginliğe sebebiyet vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yargı yetkisi konusundaki uyuşmazlığın, LA HAYE ADALET Divanı’na götürülmesini teklif etmiş, yapılan uluslararası Yargılama neticesinde; “Açık denizlerdeki gemiler, bayrağını taşıdıkları devlet ülkesinin parçası sayıldıklarından ve söz konusu davada, suçun/ kazanın meydana geldiği yer; zarar gören Türk gemisi Bozkurt olduğundan, olayın Türk topraklarında meydana geldiği hukuk kavramı ile, Türkiye Mahkemelerinin YARGI YETKİSİNİN varlığı ve kabulü hükmüne varılmıştır. Dava, 7 Eylül 1927′ de karara bağlanmış ve 13 Eylül 1927′ de tebliğ olunmuştur.
Bu kararın; Batılı devletlerin uyguladığı Kapitülasyonların sona ermesine etki eden nitelikte olduğu, tarihçiler tarafından yazılmıştır.
Resim Kaynağı: https://hukukiblog.com/ozel-hukuk/catma/
Avukat Alev Elif Beller
WhatsApp us