3. Denizcilik Zirvesi bu yılki etkinliğinde de önemli konular üzerinde yetkin kişilerle deniz taşımacılığının güncel sorunlarına ve geleceğine ışık tutacak bir perspektif sundu.
Bu yılki etkinliğin açış konuşmaları Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, IMO Genel Sekreteri Arsenio Antonio Dominguez Velasco, Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan ve İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran tarafından yapıldı.
Açılış konuşmalarından sonra Denizcilik Ödülleri verildi. ARKAS Denizcilik hem en fazla Türk Bayraklı Gemisi Olan Armatörlük Firması ve hem de en fazla Türk Gemi Adamı istihdam eden Armatörlük Firması olarak ödüle layık görüldü.
Yine önceki yönetim kurulu üyelerimizden, vizyonuyla sektörümüzü önemli katkılar sunmuş ve sunmaya da devam eden Eşref Cerrahoğlu Beye de Denizciliğin Duayeni ödülü takdim edilmiştir.
Ödüllerin dağıtılmasından sonra ise ilk panel olan ”Kolay Bayrak Hegemonyasında Türk Uluslararası Gemi Siciline Genel Bakış” başlıklı panel yapıldı. Yönetim Kurulu Başkanımız Cihan Ergenç’in panelist olarak katıldığı bu panelde diğer panelistler olarak Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, TAİS Yönetim Kurulu Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin, DİTAŞ Genel Müdürü ve aynı zamanda üyemiz Hakan Karaca yer almıştır. Panel moderatörlüğü Dr. Özkan Poyraz tarafından yapılmıştır.
Panelde Yönetim Kurulu Başkanımız şunları söylemiştir.
Tarihte denizcilikte belli ivmeler yaşanmıştır. Bunlardan biri de Türk Uluslararası Gemi Sicilidir. Uzun süre boyunca Türk Denizciliğine önemli destekler sağlamış olan bu kanun artık eski ivmelendirmesini sağlamakta yetersiz kalmaya başlamıştır. Ancak hala da TUGS’u savunanlardan biriyim. Diğer taraftan 15 yıldır savunduğum konuları hala savunmaya devam ederken Türk Deniz Taşımacılığı uluslararası arenada rekabet dışı kalmaya başlamıştır.
Kolay bayrak dünyanın bir gerçeği. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Dünya buraya gitmişken, AB bunu kabul etmişken, OECD belli şeyleri kabul etmişken çözemediğimiz bir yerde gerçek bu iken, TUGS’taki filo 15 Milyonlardan bugün 6 milyon DWT’ye düşmüştür. Çok az Türk Sahipli Gemi filosu ise bugün 42-44 Milyon DWT’lere ulaşmıştır.
Dünya ne yapıyorsa biz de onu yapalım. AB ülkelerinin tamamı, Singapur, Çin, Malta, Japonya gibi ülkelerde Tonaj Vergi Sistemi vardır. Yunanistan zaten 1975’ten bu yana bu sistemi uygulamaktadır. Biz de bunu ister Hollanda modeli ister Yunanistan modeli ister İngiliz modeli olsun ki 24. Güncellemesi yapılan İngiliz tonaj vergi sistemi bana göre en uygun olanıdır, biz de bunları inceleyerek bakanlığımızın uygun göreceği şekilde bir tonaj vergi sistemi modelimizi oluşturalım. Bunda başka alternatifimiz olmadığına inanıyorum. Çünkü 15 yılı aşkın süredir değiştiremediğimiz köklü sorunlarımız var. Bu sorunların büyük bir kısmını bu şekilde çözümleyebiliriz. Biz uluslararası iş yapıyoruz ve uluslararası kurallarımız var. Beni bir gemim şu anda Avustralya’da, gayet temiz bir şekilde çalışıyor. Bir gemim ABD’de.
Burada tek istediğimiz eşit rekabet koşulları. Biz vergi vermeyelim demiyoruz ki. Vergi de vereceğiz tabii ki. Dünya ne yapıyorsa onu yapalım. Başka türlü yarışma imkânımız kalmıyor. TUGS’ta bayrağımızı arka tarafa asıyoruz, biz bunu başımızın üstüne koyalım istiyoruz. Bunu bir kanunla düzenleyelim. Bu işin banka olayı var, kambiyo olayı var, vergi olayı var, kar dağıtım olayı var, yani farklı zorluklar var.
Bugün Türk denizciliğine yeni bir vizyon lazım artık. Bu vizyonu ancak Tonaj Vergi Sistemi ile başarabileceğimize inananlardanım. Bazı şeyler misyonunu tamamlar TUGS’ta olduğu gibi. Ben seve seve o standartları yukarı çekmeyi arzu ederim ama bugünkü yasalarla, kanunlarla ve anayasayla bunu çözmemizin kolay olmadığını düşünüyorum. 7 bakanlıkla çalışma yaptığımız konular var. Aynı kanunu 3-4 bakanlıktan geçirmek mecburiyetindeyiz, bu hiç de kolay değil. Biz bu sorunları maalesef aşamıyoruz. Tonaj vergi sisteminin deniz taşımacılığı eko sisteminde bir çözüm olarak görüyoruz. Bu sistemin Türkiye’ye yılda 20-25 Milyar USD bir döviz kazandıracağı, 700-800 milyon USD bir dolaylı vergi katacağı, bunun da ötesinde iyi bir sistemle İstanbul’u, Türkiye’yi dünya denizcilik merkezlerinden ilk 5 sırada bir yere oturtacağını düşünüyorum. Coğrafi konumumuzdan kaynaklanan stratejik üstünlüğümüz ile Türk Hava Yolları gibi yeni bir başarıya imza atabiliriz.
Sabırla inandıklarımı dile getirmeye devam ediyorum.
Müteakiben Moderatör Dr. Özkan Poyraz TAİS Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Kontaytekin’den ”Gemi adamları aksından bakarak ve sigorta mevzuatı bölümünden inceleyerek Türk Uluslararası gemi sicili açısından bir fayda maaliyet analizi yapabilir misiniz? Sorusunu cevaplaması istenmiştir.
Bu minvalde Sayın Ali İbrahim Kontaytekin şunları ifade etmiştir.
İki sene önce zirve toplantısı yapılmıştı, iki seneden bu yana geçmişe bakıp armatör olarak bir adım yol gitmedik, gitmediğimiz gibi ekstra bir sorun daha dahil oldu. TUGS’tan bahsediyorum, ikinci sicilden bahsediyorum. Neticede biz iki sene boyunca aynı şeyleri konuşuyoruz fakat iş üremiyor. Dünyaya baktığımızda dünya çalkantılar içerisinde, dünya emisyon konuşuyor, dünya gemileri scrub’a gönderecek miyiz bunu konuşuyor ve hala belirsiz, cevabı olmayan sorular var ortada. Gemim E’de çıktı diyelim, ben bunu hurdaya götürecek miyim bunun cevabının arayışı içerisindeyim. Armatör olarak bahsediyorum ya da yanı başımızda Avrupa Birliği var vergi sistemi kurmuş, milyonlarca Türk Armatör olarak Avrupa’ya milyonlarca Euro kaynak akıtacağız.
Bir de yeni bir vergi daha koydular, sistemin adı FUEL EU. 3. olarak IMO, bunun replikasını alıp dünyaya uygulayacak. Dünya bunların peşinde, 6 tane Çin’e gemi siparişi verdik, uzun süre hangi yakıtı kullanacağımızı düşündük. İki ödül aldık ama arka yapıda fırtına kopuyor. İki sene boyunca bir şey olmamış.
Tonaj Tax sistemi için de 2018’den beri Cihan Bey’i takdir ediyorum, bir arpa boy yol gidemedik. Tonaj Tax vergi kaçırma olayı değildir. Tonaj Tax sistemi parayı Türkiye’ye getirip vergiden arındırmak; yurtdışındaki parayı Türkiye’ye getirmektir. Yunan Armatörleri 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bunu yaptılar ve dünyanın bir numarası oldular.
Biz ne acıdır ki aradan 70-80 sene geçmiş hala yapalım mı yapmayalım mı diye düşünüyoruz. Bazı radikal kararların alınması gerekiyor. Artık dünya apayrı bir yere evrilmiş. Bizim maalesef tek edinimimiz Türk filosunda TUGS’tur ve gerçekten takdir edilesi bir adımdır. 25 senede denizcilik müthiş değişiyor. Müthiş değişim ile birtakım neşterler atılması gerekiyor. Kanunlar çıkıyor ama hizaya getirilmesi gerek. Denizciliğin kendi içinde dinamizm var. Dinamizmin içinde birtakım şeyleri yapacaksın, ben 30 senedir karada çalışıyorum. Yetkili bir kişi olarak arka yapıyı masa masa her şeyi biliyorum. Nasıl çabaladığımızı; ne zorluklar yaşadığımızı… Bu zorluklarla, 5510G maddesi ile hala baş etmeye çalışıyoruz. Ben SGK dan ceza yedim, o kanun düzeltildi mi? Hayır. Bu bir sorun armatörü tedirgin ediyor. 300.000 dolar maliyeti var her sene, biz bu maliyetlerle savaşmaya çalışıyoruz.
MLC imzalanmak üzeredir. Bunun süresi 12 aydır. 12 ay boyunca çalışılıp bir düzenleme yapılabilir. Çok duayen kişiler var; hukukçu kişiler var, devlet ve değerli bürokratlar var, toplanalım ve bir an önce Deniz İş Kanunu, TUGS; 2. Sicil bir daha elden geçirmeliyiz. Gemi adamlarının kıdem tazminatı ile ilgili 138 tane davam var. Ben bunlarla uğraşmamalıyım devletin bir etkisi olması lazım. Uzlaştırma kanunu da farklı bir boyut burada Adalet Bakanlığı var; Çalışma Bakanlığı var Maliye Bakanlığı var.
Tüm bu konular üzerinde ivedilikle çalışıp bir sonuca ulaşmamız gerekir.
3.07.2024
WhatsApp us