Delivery-Redelivery’de Yakıt Teslim Konusunda Kiracı ve Armatör Arasından Çok Sık Dispute Oluşabiliyor
Bir armatörlük firması yaklaşık 1,5 sene yabancı bir ülkenin devlet firmasıyla kiracısı olarak çalışırken gemi “redelivery” olmuştur. Bilindiği gibi charter partilerde bunker quantity ve bunker price, delivery-redelivery closuna göre belirleniyor ve ona göre hesaplanıyor. Statement’ta kiracı yakıtı yaklaşık 450 ton, marin gazı da 100 ton fazla bırakmıştır. Normal şartlar altında bu kalan yakıt için hesaplamanın charter parti fiyatından yapılması gerekirken, kiracı bunun bıraktığı yerdeki en yakın “bunker price”a göre fiyatlandırılmasını istemiştir. Durumun bu şekilde gerçekleşmesi halinde statement’ta kiradan ve yakıttan armatörün kiracıya olması gerekenden 2 misli daha fazla bir borcu çıkıyor.
Bu durumda armatörlük firması şu şekilde hareket ediyor. Önce bir “dispute” olduğunu, bir borcunun var olduğunu, ancak, “dispute matter’ları” çözüp işi o şekilde tamamlamayı istiyor. Buna karşılık kiracı da önce senin kabul ettiğin kısmın borcunu ver, kalanını dispute edelim demektedir. Burada şu konu gündeme geliyor. Armatör borcundan dolayı ödemediği zaman bir charter party breach olur mu ? Kabul edilen olduğu yönündedir. Yani armatörün kabul ettiği “olması gerekeni öde, gerisi dispute olarak kalsın.” şeklinde olmuştur. Yine kiracının armatöre sormadan “volume meet” dışına çıkma konusunda charter party çok önemlidir. Bu case’de kiracı armatöre hiçbir bildirimde bulunmamıştır. Armatörün “actual loss”u yok burada. Yani gerçekte hiçbir kayıp yok. Müteakip seferlere devam ederken “financial loss’ var. Bu olayda aslında nakit akışı etkileniyor. Bu durumda armatörün buna itiraz hakkı bulunabilir şeklindeki bir değerlendirme de göz ardı edilmemelidir. En yakın limanda gemi zaten yakıt alacaktır ve bu fiyat da buna yakın olacaktır. Burada şöyle bir yaklaşım da olabilir. Kiracı bu yakıtı başka bir limanda 250 USD’ye almıştır, verirken bunu 450 USD’ye veriyor olabilir. Ancak böyle bir durumda da “invoice” istenebilir.
Ancak bu olayda armatör yakıt konusunda charter partide “redelivery-delivery quantity same about” ve buna istinaden başlangıçta belirlenmiş bir fiyat üzerinden anlaştığını ifade etmektedir. Yani Delivery’de 200 USD ile kiracıya yakıt verdiyse, kalanı da 200 USD’den alırım demektedir. Ancak kiracının 450 ton yakıt bıraktığını ve belli bir miktarın üzerindekini 200 USD’den değil, 360 USD’den teslim edeceğini ifade ediyor.
Bu olaydaki başka bir görüşe göre ise delivery’de bırakılan miktarın %5’nin üzerindeki miktarın en yakın yerdeki fiyata göre alınması yönünde tezahür ettiği görülmektedir. Ancak armatörlük firması ise üzerindeki 450 tonluk fazla yakıtın ilk yakın limanda daha az yük almasına sebebiyet vereceğini iddia etmektedir. Bir görüş de “due dilligence” olarak kiracının fazla verip vermediğine itiraz edilip edilmediğinin bilinmesi gerektiği yönünde olmuştur. Bir de tam aksinin düşünülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Yani armatör firmasının talep ettiğinden daha az yakıt bırakılmış olsaydı o zaman durum ne olacaktı? Diye de düşünülmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca arbitrasyonların böyle çalışmadığı, yani kiracının operasyonel yaptığı bir hatadan dolayı kiracının cezalandırılamayacağının da düşünülmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca arbitrasyonda şu sorulmaktadır. What is your actual loss? “Actual Loss” sen ne kaybettin bu işten diye sorulmaktadır. Yani tam olarak “Sen yakıt almayacak mıydın burada diyor. Alacaktın. Adam diyor ki burada alacağın yakıtı karşı taraftan alacaksan o fiyattan yapıyor.” Yaklaşımı da olabilmektedir. Tabi olaya armatör yönünden bakıldığında belki de firma İki ay sonra yakıt alacaktı ve yazın fiyatlar aşağıya inecekti bunu kimse bilemez.
Yani burada her iki tarafın da kendine göre haklı sebepleri bulunmaktadır.
Başka bir firmanın buna benzer yaşadığı bir olayda ise gemi Kore’de yakıt almış, bazı operasyonel değişiklikler sonunda gemi ABD’de bir limana gitmek zorunda kalmış ve limana vardığında ise 250 ton yakıt fazlalığı oluşmuştur. Doğal olara iki yerde yine fiyat farkı oluşmuş ve armatörlük firması arbitrasyona gitmiş, fakat karar kiracı lehine çıkmıştır. Dolayısıyla oradaki satış fiyatından yakıt armatöre satılmıştır.
Buna benzer konuda özellikle gemiyi bağlarken kiracının deliver-redelivery fiyatlarının sabit olmasını istediği ifade edilmektedir. Bu konunun gerçekten çözüme kavuşturulması gereken önemli bir konu olduğu düşünülmektedir. Burada şöyle bir soru da akla geliyor. Şimdi armatör geminin yakıtını satıyor mu, yoksa kiracıdan avans mı alıyor? Bunun belirlenmesi gerekir. Eğer same price yapılıyorsa yakıt karşılığında kiracıdan bir teminat alınıp sonrasında bu aynen iade edilir. Ama satılmak isteniyorsa deniyor ki “bugün fiyat ne ise ben size o fiyattan satayım, siz de bana geri verirken o fiyatta verin, ancak bunun karşılığı çok fazla değer kaybı yaratmayan bir para veya varlık birimi olsun.” Bu seçimi de çok vahim bir durum yaratabileceği göz ardı edilmemelidir. Örneğin 100 ton yakıtla 850 dolardan gemi verilmiş, gemi bir seferliğine guard’a gitmiş ve 200 küsur dolara düşmüştür. Yani bu durumda da çok büyük zararların oluşma riski mevcuttur. Burada aslında yapılması gereken yakıt satın alınıyorsa parası verilecek, geri teslim alınıyorsa da ederinden geri alınacaktır.
Charter Partiyi bağlarken sürat ve yakıt tüketim ilişkisi de çok önemlidir. Bu konuda da arbitrasyona gidilmiş çok mesele bulunmaktadır.